2000’lerin En İyi Türkçe Kitapları ile Zihninizi Besleyin

Son yıllarda okuduğunuzda aklınızı başınızdan alan Türkçe romanlar hangileriydi? Buradaki sadece bir kesit; siz de kendi favorilerinizi yazının sonundaki ankette veya yorumlarda paylaşabilirsiniz.

 

Engereğin Gözündeki Kamaşma – Zülfü Livaneli (1996)

Yaşar Kemal bu kitap için şöyle demiştir: ‘Bu roman, hem karanlığın, hem de aydınlığın romanı. en yıkılmış, en çürümüş bir insanın içindeki insani duyguların, bir an gelip, bir ışık topu olup parladığı roman, birçok nitelikleriyle yalnız ülkemizde değil, dünyada da hayranlıkla karşılanacak, hak ettiği yere oturacaktır.’ Romanın ismi hususunda tereddüte düşenler ise okuduklarında engereğin gözündeki kamaşmanın konu içindeki anlam vurgusunun ve iktidar, şiddet, adalet, cinsellik ve aşk temaları çevresinde duruşunun farkına varacaklardır. Yazarın Serenad romanı da çok kişinin favorileri arasına girmiştir ve daha yakın zamanda yazılmıştır. Bu roman tam olarak 2000’den sonra yazılmış olmasa da kişisel favorilerimden olması ve 2000’e yakın olması nedeniyle listede.

 

Tanyeri Horozları – Yaşar Kemal (2006)

Tanyeri Horozları, yeni bir yaşam kurma çabası, korku, özlem, umut, sabır ve geçmişin acıları arasında, aşktan ve insan olmaktan duyulan sevincin romanıdır. Denize, adaya, insanlara duydukları aşkın geçmişin acılarıyla gölgelenmesine izin vermeyen, sevdalarını yüreklerinde sır gibi taşıyan adam gibi adamlar, kadın gibi kadınlar yüzlerini yeni bir hayata dönerler.

 

Yahudi Efendi – Toksöz B. Karasu (2006)

Tarih, psikoloji, felsefe ve din bilimleri üzerine ustaca oturtulmuş harika bir roman. Aşk, seks, tıp gibi konulara da teğet geçiyor. Osmanlı imparatorluğunun yıkılışından Fransa’nın Alman işgaline girmesine, İsrail devletinin kuruluşundan, Kudüsteki kültürel çatışmalara kadar her şey var.

 

Puslu Kıtalar Atlası(Çizgi Roman) – İlban Ertem (2015)

Karanlığın, yılankavi sokakların, demkeşlerin, paranın hüküm sürdüğü Galata’nın, karın deşip boğaz kesen, husye burup göz çıkartan hikâyelerin, zagon üzerine öttürenlerin, bahtsızların, yolcuların, rüya görenlerin, maceracıların şehrindeyiz. Uzun İhsan Efendi’nin yedi iklimde, dört bucakta, yeraltında ve yerüstünde gezinen dünya atlasında… İhsan Oktay Anar’ın unutulmayan ilk romanı Puslu Kıtalar Atlası, bu defa İlban Ertem’in masalsı çizgileriyle çizgi roman olarak karşımızda. Bu kitap hakkındaki uzun yazımızı da okumak isteyebilirsiniz: Hastası Olunacak Kitaplar – Puslu Kıtalar Atlası, Çizgi Roman

 

İsyan Günlerinde Aşk – Ahmet Altan (2001)

Ahmet Altan’ın 1998 yılında çıkardığı fırtınalar kopartan romanı Kılıç Yarası Gibi’nin devamı niteliğinde olan bu roman sizi tarihin yatak odasına sürükleyen kurgusu ve nakış gibi işlenen anlatımıyla son 15 yılın en önemli eserlerinden biri oluyor. Bakmayın siz sözlükçülerin acımasız eleştirilerine, okunması gereken bir kitap.

Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk – İskender Pala (2004)

Her ne kadar yavaş ilerleyen bir kurgusu olsa da sevenleri tarafından tasvirleri ve anlatımı çok beğenilmiş bir yazarın önemli romanlarından.

 

Tol – Murat Uyurkulak (2002) 

“Çözüldün ve utancından ölecek haldesin. Adın, ancak dünyanın yarısı havaya uçarsa temizlenir diye düşünüyorsun. Zaten durmadan bunu planlıyorsun. Birbirinden nafile intikam planlarıyla oyalanıyorsun. Kafana kurşunu sıkana kadar da bundan başka bir şey yapacağın yok. Geçen sene aldığın o allahlık kırıkkale tutukluk yapmazsa tabii.”

 

Yüksek Topuklar – Murathan Mungan (2002)

Murathan Mungan’ın ilk romanı olan bu roman sırf bu sebeple bile olsa bu listeye girmeyi hakediyor.

 

Beyoğlu Rapsodisi – Ahmet Ümit (2003)

Polisiye türünü modern edebiyatla harmanlayan gerek dili, gerek anlatımı, gerekse nakış gibi işlediği olay örgüsüyle harikalar yaratan Ahmet Ümit’in epik bir İstanbul şiiri yazarcasına kurguladığı bu roman hem polisiye türünün hem de Türk romanının önemli eserlerinden.

 

Mor – İnci Aral (2003)

İnci Aral’ın Yeni Yalan Zamanlar Üçlemesi’nin ikinci parçasıdır Mor. Anglosakson edebiyatında Mrs Dalloway neyse bizde de Mor odur kanımca. 24 saat içinde yaşanan bir cinayetle sonlanan roman Adalet Ağaoğlu’na da selam çakmaktadır.

 

Sinek Isırıklarının Müellifi – Barış Bıçakçı (2014)

Gereksiz cümlelerden uzak, yalın ve sürükleyici anlatımı ile kendine has bir üslup sahibi Barış Bıçakçı’nın son kitabı Sinek Isırıklarının Müellifi, tek tipleşen, olaya dayalı roman anlatılarının arasında hızlıca sivriliyor.

 

Şu Çılgın Türkler – Turgut Özakman (2005)

Kurtuluş mücadelesini satırlara işleyen Turgut Özakman’ın epik romanı. Okunmalıdır.

 

Baba ve Piç – Elif Şafak (2006)

Genç kadın yazarların en çok okunanı Elif Şafak Baba ve Piç ile suya sabuna dokunmadan edebiyat yapılamayacağını mevcut kadın yazarların yüzlerine itinayla vuruyordu. Bu diyardan gitmek yerine bu deveyi gütmeye karar verdiği dönemin bi adım öncesiydi. Elif Şafak’ın TED konuşma platformunda yaptığı gururumuzu kabartan konuşmayı da dinlemek isteyebilirsiniz: Elif Şafak’ın Konuşmasıyla Ufkunu Genişlet – Kurgunun Politikası

 

Suskunlar – İhsan Oktay Anar (2007)

Bir Puslu Kıtalar Atlası kadar popüler olmasa da İhsan Oktay Anar’ın kaleminde ustalaştığı en güzel eserlerinden biri.

 

Melekler Erkek Olur – Hamdi Koç (2014)

“Gizli bir şey yapıyordum ve korkuyordum, karımdan, çocuklarımdan, patronumdan, arkadaşlarımdan, iş arkadaşlarımdan, kısaca bana sahip olan, hayatımı zorlaştırma, hatta karartma potansiyeline sahip herkesten, tek tek ve toplu olarak hepsinden.”  Yazarı tanımak için okuduğunuzda neden daha önce keşfedemediğinize hayıflanabilirsiniz. Son yıllarda okuduğum en iyi kurgu ve en özgün anlatım tekniği. Kahramanın apartmanına gidip valizini aldığı bir bölüm var ki,yazar burayı anlatırken sınırları zorlamış. Tadı damağınızda kalacak bir roman. Serinin devamını da okumanızı tavsiye ederiz.

 

Masumiyet Müzesi – Orhan Pamuk (2008)

Bir Orhan Pamuk şaheseri. Sessiz Ev, Benim Adım Kırmızı, Cevdet Bey ve Oğulları; hepsini okumak lazım.

 

Bin Hüzünlü Haz – Hasan Ali Toptaş (2000)

Kahramanımız Alaaddin, aslında anlatıyı simgeliyor. Bir bakıma anlatı tarihinin bir çeşit özeti, bir bakıma da arayışın romanı Bin Hüzünlü Haz. Hasan Ali Toptaş’ın ödüllü eseri, çok belirgin bir edebiyat özelliği olarak karşımıza çıkıyor. Bir nevi Anadolu usulü varoluşçuluk tınılarını sezdiğimiz romanlarıyla tanıdığımız yazarın bu kitabını da tavsiye ederiz.

 

Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi – Ayfer Tunç (2009)

Son dönemin tartışılmaz en iyi kadın yazarlarından biri olan Ayfer Tunç’tan Türk edebiyat tarihinin en akıcı ama en kalıcı romanı. Panaromik bir Türkiye manzarası için ivedilikle okunması gereken muhteşem bir roman.

 

Ali ile Ramazan – Perihan Mağden (2010)

Çok gerçek olduğu için çok delici. Ali ile Ramazan’ın hikayesi. Hem de Perihan Mağden’in kalemi.

 

İstanbul Hatırası – Ahmet Ümit (2010)

İstanbul’u en iyi bilen yazarın İstanbul’a bir hatırası. Ahmet Ümit dehasının coştuğu muazzam bi eser.

 

Yeşil Peri – Ayfer Tunç (2010)

Sanırım hiç bir kitap beni bu kadar heyecanlandırmamıştı. Ayfer Tunç’ü mürşid bilmemizin yegane sebebidir.

 

Muz Sesleri – Ece Temelkuran (2010)

Ece Temelkuran mutluluğun bombalandığı, umutların karartıldığı Ortadoğudan duyuruyor Muz Seslerini.

 

Oğullar ve Rencide Ruhlar – Alper Canıgüz (2004)

Tatlı Rüyalar kitabı ile tanıştığımız Alper Canıgüz, 5 yaşındaki muhteşem kahramanı ile gönüllerimizi fethediyor. Polisiye, fantastik ve mizahi edebiyatın tadlarını ustaca kaynaştıran, olağanüstü özgün, çok iddialı bir kitap.

 

Kardeşimin Hikayesi – Zülfü Livaneli (2013)

Yine bir günde heyecanla okunup bitirilebilen bir Livaneli romanı. ‘İnsanların duyguları olmasaydı her şey ne kadar kolaylaşırdı’ cümlesi üzerine kurulmuş sürükleyici, şaşırtıcı bir roman.

 

Deliduman – Emrah Serbes (2014)

Behzat Ç. serileriyle ün kazanan edebiyatın taze kanı, kıvrak zekası Emrah Serbes’in gezi olaylarını anlattığı bu eser, hem konusuyla hem de edebiyatımızda oluşmaya başlayan Emrah Serbes farkıyla diğer romanlardan sıyrılıyor. Güncelliği nedeniyle bu roman önemli olsa da yazarın Deli Duman ve Erken Kaybedenler’ini de unutmamak gerekir.

Kaynak: https://efsaneliste.com/

 

2000’li yıllara bakarak yazılmış mükemmel olamayacak bir derleme bu. Tabii ki neler var eskilerde neler:

Tutunamayanlar – Oğuz Atay
Huzur – Ahmet Hamdi Tanpınar
Sessiz Ev – Orhan Pamuk
Saatleri Ayarlama Enstitüsü – Ahmet Hamdi Tanpınar
Aylak adam  – Yusuf Atılgan
Bir düğün gecesi – Adalet Ağaoğlu
Kürk Mantolu Madonna – Sabahattin Ali
……
……

---