Yanlış Bilinen Deyimler, Atasözleri, Sözlerin Doğruları ve Anlamları – Türkçe’yi İyi Konuşalım
Türk öğün çalış güven
Atatürk’ün söylediği bu sözdeki “öğün” kelimesi ” övünmek” değil, Türkçe’deki “akıl” anlamına gelen “öğ, ök” den gelir.
Bunun gibi gündelik hayatımızda birçok sözü yanlış kullanıyor, anlamlarını bilmiyoruz. Maalesef eğitimsizliğin arttığı, bilgi sahibi olmadan görüş sahibi olmanın prim yaptığı günümüzde bazı yanlış bilinen sözlerin doğrularını ve anlamlarını sizinle paylaşıyoruz.
Güzel bakmak sevaptır
”Güzele bakmak sevaptır ” değil
Güzel bakmak sevapmış oradaki… Tabi güzel bakmak mantıklı bu sevap olabilir. Zaten başkasının mahremine bakmak neden sevap olsun ki, buradan anlamalıydık.
Sus küçüğün söz büyüğün
” Su küçüğün söz büyüğün ” değil
Suyun önce küçüklere ikram edilmesi; Onların susuzluğa daha dayanıksız olduğunu düşündüğümüzden atasözünü sorgulamamış olabiliriz. Ama bana hep mantıksız gelmişti zaten, bu yanlış söylenen atasözü…
Azimli sıçan duvarı deler
” Azimle sıçan duvarı deler ” değil. Azimle dışkılayan değil arkadaşlar, azimli sıçan yani farenin büyüğü olan keme vardırya işte o. Keme azmederse duvarı delebilirmiş.
Kısa kes Aydın abası olsun
” Kısa kes Aydın havası olsun ” değil. Aydın efelerinin üzerine giydikleri kıyafetin üst kısmına aba deniyormuş. Ayrıca bu abalar Aydında kısa olurmuş.
Ölünün kûru
” Elinin körü ” değil. Kur mezar anlamına geliyor ve ayrıca el değil ölü imiş.
Geçti Bor’un pazarı sür eşeği Niğde’ye
”Geçti Bolu’nun pazarı sür eşeği Niğde’ye ” değil. Şimdi düşünmek lazım aslında, neden Bolu pazarını kaçıran eşek sahibi arkadaşımız taa Niğde’ye gitsin. ” Eşşek misin be adam o kadar yolu katediyorsun ? ” diye sorarlar insana…
Zürefânın düşkünü beyaz giyer kış günü
” Fukaranın düşkünü beyaz giyer kış günü ” değil. Bu deyimdeki “zürafa” kelimesinin kökü Arapça olup “zarif” kelimesinin çoğuludur ve doğrusu “zürefâ” dır. Zariflerden (şık, gösterişli giyimlilerden) olacağım diye zevksizlik örneği sergileyen kimseler için söylenmiştir.
Zafiri tüketmek
” Sıfırı tüketmek ” değil. Zafir soluk demektir.
Sû uyur düşman uyumaz
”Su uyur düşman uyumaz ” değil. Sû asker demektir. Atasözü asker olan sudan bahsediyor. Birçoğumuz subaşının eski dilde ordu komutanı anlamına geldiğini duymuştur.
Abdala malum olurmuş
”Aptala malum olurmuş ” değil. Aptal nereden bilsin; o deyimdeki aptal değil derviş, alim anlamına gelen abdaldır.
Sıhhatler olsun
” Saatler olsun ” değil. Yeni tıraş olmuş birisine neden saatten bahsettimizi bi’ düşünmedik ki. ” Bu saatte tıraş mı olunur be manyak. 😀 ”
Ane gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz
” Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz ” değil. Aslı Ane’dir, arkadaşlar. Ane Bağdat’ta bir uçurumun adıymış. Yar eski dilde uçurum anlamına geliyor. Bu bilgiler ışığında atasözünün aslı mantığa kavuşuyor. Ancak bizim yanlış olarak bildiğimiz hali de kullanılabilir aslında ne olacak ki.
Altı kaval, üstü şeşhane
” Altı kaval üstü şişhane ” değil. Kaval: namlu mermiyi nereye atacağı çok da kestirilemeyen düz bir borudur. Şeşhane: mermiyi atış ekseni etrafında döndürerek çok daha hassas nişan almayı sağlayan altı yivli namludur.
Hayy’dan gelen Hu’ya gider
” Haydan gelen huya gider ” değil. Hayy, ezelî ve ebedî diri olan, uyuklama, yorulma gibi noksanlıklardan uzak olan, anlamlarına gelen Allah’ın isimlerinden biridir.
Hu ise ” O ” anlamına gelir. Sufi literatürde sıklıkla Allah’ı kastetmek için kullanılır. Yani atasözü Allah’tan gelenin Allah’a döneceğini anlatır. Kısaca her şey gelip geçicidir.
Göz var izan var
” Göz var nizam var ” değil. Nizam kural, düzen anlamına gelir. Atasözünün aslındaki izan ise anlayış, anlama yeteneği anlamına gelir.
Kaynak: Başkent İletişim Akademisi, yazan gençlik