İkinci Evlilikte Eşler Arasında Kaç Yaş Farkı İdealdir? İlk Evlilikte? Ama Neden?
“Benden çok büyük”, “benden çok küçük”, “şaşırmış bu!”, “baban yaşında adam” veya “kızın yaşında!”… Çok sık karşılaştığımız söylemler. Peki erkekler kendilerinden küçük kadınları mı tercih ederler? Bu konuda çok çeşitli fikirler ve araştırmalar var.
Evlilikte Yaş Farkı İle İlgili Araştırmalar
Evlilik sayısı arttıkça yaş farkı da artıyor; ikinci evlilikte 5, üçüncü de ise 8 yaş farka varılıyor.
37 değişik kültürde yapılan bir araştırmaya göre kadınlar ortalamada kendilerinden 3.42 yaş (üç yıl beş ay gibi oluyor) büyük erkekleri ideal eş olarak görüyorlar. kültürden kültüre değişiyor bu; kanadalı bir kadın kendisinden 2 yaşın biraz altında büyük bir erkeği tercih ederken, iranlı hemcinsi 5 yaştan da fazla bir farkı ideal görüyor. Yine aynı araştırmaya göre 37 farklı kültürden erkekler ortalamada kendilerinden 2.5 yaş küçük bir kadınla evlenme arzusundalar. İskandinav ülkelerinde bu rakam 1-2 gibiyken, Nijerya ve Zambia’da 6,5-7’yi buluyor. Dünyadaki gerçek evliliklere bakılıp ortalaması alındığındaysa yukarıda bahsedilen bu arzulara, tercihlere paralel bir gidişat görülüyor: tüm evlilerin yaş farklarının ortalaması 2.99, minimum farkın olduğu İrlanda’da 2.17, maksimum olduğu Yunanistan’da ise 4.92. ama bu rakamlar ilk evlilikler için geçerli.
Kadın ve erkek için en ideal yaş farkı bilimsel olarak da belirlenmeye çalışılmış. Araştırmacılar, erkeklerin kadınlardan 4 yıl 4 aylık yaş farkı ile büyük olmasının bağı güçlendirdiğini kanıtladı. İngiltere’de erkek ve kadın arasındaki ideal yaş aralığını bulmak için 2000 kadına anket uygulandı. Araştırma sonunda iyi bir evliliği sürdürebilmek için ideal yaş aralığının 52 aya denk geldiği belirlendi. Ayrıca ankete katılan kadınların sadece yüzde 1′i, eşinin kendinden küçük olmasını istediğini belirtti. Verilere göre kadının erkekten büyük olması evlilikte ciddi sorunlar yaşanmasına yol açabiliyor. Batı toplumunda evliliklerin %69’unda erkeklerin kadınlardan, %20’sinde ise kadınların erkeklerden daha büyük olduğu gösterilmiş. Sadece %11’i aynı yaşta. Muhtemelen bizim toplumumuzda da evliliklerin çoğunluğunda erkeklerin yaşı daha büyük.
İngiltere’deki bir araştırmaya göre erkeğin kadından 52 ay büyük olması evlilikte en ideali.
Kanada’da 2008 yılında 424 erkekle yapılan bir araştırmada, erkeklerin %56’sı kendi yaşlarına uygun kadınlarla evlenmenin daha doğru olduğunu, farkın 5 yaşı geçmemesi gerektiğini söylemişler. Erkeklerin genç kadınları tercih ettiği inancı yoksa sadece bir efsane mi?
Babaanne ve ananelerimizden duyduğumuz formül mü yoksa doğru olan:
Evlilikte İdeal Kadın Yaşı = (Erkeğin Yaşı / 2 ) + 7
Bu formülün tabii ki erkeğin evlenme yaşını da yaklaşık 3o ve sonrası olarak öngördüğü bariz.
Diğer araştırmalarda, ilk evlilikte yaş farkı ortalaması 1.8 iken ikinci evlilikte yaş farkı artmış. Çalışanların ve orta sosyo-ekonomik düzeydekilerin daha çok yaşıtlarıyla evlendikleri de gösterilmiş. Ekonomik durumu daha iyi olan grupta ise erkek veya kadınların kendilerinden daha gençlerle evlendikleri saptanmış. Bu bulgu da, gücün etkisini göstermekte.
Evlilikte Yaş Farkı İstemenin Nedenleri Nelerdir?
Genç kalmak isteği veya yaşlanmanın reddi
Gençlerle evlendikçe genç kalabileceğine inanır insan.
Fuzuli’nin söylediği gibi “Gençlik şarabını tadan, dünyada kendisinden başkasını görmezmiş”. Kendisinden başkasını görmediği için aslında “genç kaldığını” zanneder. Ölümden korkmaktadır!
Ebeveyn/güven ihtiyacı
Her insan güven ihtiyacındadır. Kendisinden daha deneyimli bir kişinin varlığı, ona güven verebilir.
Herkes özgür olmak istemez. Bazıları ebeveynleri etrafında bir uydu olmaktan hoşlanırlar. Annesiz babasız kalmak korkutur onları. Bu nedenle ebeveyn rolünü üstlenebilecek, birisini seçerler.
Kendinden deneyimli biriyle birlikte olmak, kararsızlığa da iyi bir ilaç olabilir. “O bilir…”, demek ve sorumluluğu ona atmak kolay gelebilir. Hep çocuk kalmak isteyenler için iyi bir yoldur. Lider değil, ikinci adam olmayı tercih ederler.
Kadınlar, evliliklerde giderek anneleşiyor. Erkeklerin ise giderek babalaştığını söylemek zor! İşte bu asimetri ilişkilerde yaş farkını etkileyebiliyor. Yaşlandıkça büyümeyen erkek, büyüdükçe anneleşen kadından kaçtığı için daha gençleri tercih edebiliyor. Anneleşen kadının ise bakıp büyütecek genç erkek araması doğal. Ama anne veya baba olmak istemeyen kişiler için, başka faktörlerin önemi daha fazla olacaktır.
Yaşamsal gereklilikler
Kendine bakacak birisini bulmak, geleceğini garantiye almak herkesin beklentisidir. Bazen evlilikler sırf bu yüzden bitirilmez.
Yaşı ilerleyen çiftlerin sıklıkla kullandığı “artık birbirimize ihtiyacımızın olduğu zamanlar…” söylemi gibi. Diğerine bakım verecek kişi, tabi ki kişinin kendisinden genç olmalıdır. Bakım almak yani hayatta kalmak, bu kişiler için duygulardan daha önemlidir.
Para için kendinden büyük biriyle birlikte olan bir kişiyi de hor görmemeli. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde temel gereksinimleri sağlamak, onurdan önce gelir!
Olduğundan daha küçük veya büyük olmak
Yaşı belirleyen tek şey doğum tarihimiz değil. Ruhsal yaşımız da önemli. Duygularla birlikteliğe karar veriyorsak, o zaman ruhsal yaş daha önemli hale geliyor. Yani bazen çok gözüken yaş farkı, aslında çok düşük olabilir.
Genç diye gördüğümüz bir kişi çok olgun, yaşlı diye gördüğümüz bir kişi çok “çocuk” olabilir.Büyümeyenler ile erken olgunlaşanların yaş farkını tercih etmeleri doğaldır.
Ruhsal gelişimin etkisi
Fiziksel beklentilerin dışında ilişkilerde yaş farkını belirlemede ruhsal örgütlenmemiz de belirleyici olmaktadır. Toplumda genelde anneler çocukları büyütür ve ebeveynlik yapar. Bu nedenle erkek çocuklar için anne bir ihtiyaç nesnesidir. Öte yandan yakınlıktan korktukları da bir nesnedir. Yakınlaşmayı, erkeklikleri için bir tehlike olarak algılayabilirler.
Kadın içinse, yakınlık ve bakım önemlidir. Kadının yakınlık isteği yukarıdaki nedenlerle erkeği korkutur.
Anneyi, dolayısıyla ileriki yaşlarda kadını tehdit olarak algılayan erkeklerin, maskülinitelerini korumak için genç kadınlarla birlikte olmayı tercih etmeleri doğaldır. Yaş ilerledikçe güç ilişkisi biçim değiştirmektedir. Yaşlandıkça erkek güç kazanmakta ve kendini “koruyabilecek” hale geldiğine inanmaktadır.
Toplumumuzda aslında kadınların evliliği ve hatta erkekleri yönettiği aşikar. Yönetilmekten bıkan, ama yönetilmeyi de sindiremeyen bir erkek için yöneteceği bir genç kadına yönelmesi çok mümkün.
Ama bu erkekler genelde yaşları ileri erkekler oluyor. Çünkü artık yönetmeyi öğreniyorlar. Gençken yönetilmeye ihtiyaç duyarlarken, yaşlandıkça kendilerine güvenleri geliyor.
Ancak dikkati çeken nokta, kendilerinden daha büyük yaştaki erkeklerle evlenen kadınların, büyüdükçe erkeğin yönetimini ele geçirmesidir. Dolayısıyla erkeğin yaşının “Etkisiz Etken” olduğunu, kadının yaşının ise belirleyici etken olduğu söylenebilir.
Kültürel etkenler
Günümüzde feminizmin giderek güçlendiğini ve maskülinizmi tehdit etiğini düşündüğümüzde, kültürel açıdan da bir erkek için genç kadın tercih edilebilir olmaktadır.
Erkeklerin yaşlı kadınları tercih etmesi de toplumsal olarak kabul görmeyen bir tercihtir. Kadının kendinden genç birisiyle evlenmesi de bir tabudur. Bu durum, 30’lu yaşlardan sonra kadınların bekar kalmasına yol açmaktadır.
Bundan korkan kadınlar ise seçimlerinde özgür davranamamakta ve bir an önce evlenmeye bakmaktadırlar.
Çocuk isteği
Genç kadın doğurur. Kadın ne kadar gençse o kadar çok doğurabilir. İşte bu basit denklem, üreme dürtüsünün net açıklamasıdır.
Bu etken, gelişmekte olan feodal toplumlarda, yaş farkı için iyi bir açıklama olabilir. Ancak modernleşmiş ve sanayileşmiş toplumlar için yetersiz kalacaktır.
Türk Uzmanlar: Erkeğin Büyük Olması İdeal
Dr. Meliha Karayay (Hattat Hastanesi Psikolog): Kadının büyük olması iyi olmaz. 5-6 yaş aralık idealdir. Evliliğin devamlılığına baktığımız zaman kadınların erkeklerin olgun olmasını istediklerini biliyorum. Kadınların kendini ifade etmesi de erkeklere göre bir adım daha önde. Bence erkek en fazla 6 yaş büyük olmalı. Kendinden büyük bir erkeğe hayranlık duyan bir kadın için ise bu fark en fazla 10 olabilir. Eğitimi ne olursa olsun, erkekler zaman zaman ifade güçlüğü yaşıyorlar.
Dr. Cem Keçe (CİSED Genel Başkanı): Yaş olarak erkeğin büyük olması, iki taraf için de tercih edilen durumdur. Kadın, erkeğin güçlü, karizmatik, olgun, sahiplenici olmasını ister. Bunun için erkeğin daha büyük olması gerekir.
5 yıl en ideal olarak görülen yaş aralığıdır. Minimum fark ise 4 yaş olmalıdır.
En ideali ise 5 – 10 yaş arasıdır. Çünkü bunları genç ve tecrübesiz bir erkeğin vermesi düşük bir ihtimaldir.
Psikolojik Yaş
Her yaşın psikolojik ihtiyaçları ile beklentilerinin farklı. Dolayısıyla evliliklerde psikolojik yaş önemli.
Evliliklerde ülkemizde yaygın bir anlayış var o da erkeklerin evlenecekleri kişiden birkaç yaş daha büyük olması. Kimi çiftlerde yaş farkı 1-2 olurken kimilerinde ise bu oran artıyor ve 8-10 yaşa çıkabiliyor. Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Timaş yayınlarından çıkan “Evlilik Psikolojisi” isimli kitabında biyolojik değil psikolojik yaşın önemli olduğuna vurgu yapıyor. Rektör Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Evlenecek kişilerin psikolojik özelliklerini belirleyen biyolojik yaş değil, yetişme tarzı, eğitim durumu, yetiştiği aile vs.dir. Bu nedenle evlilikte önemli olan kişilerin biyolojik yaşı değil, psikolojik yaşlarıdır. Aynı yaşta olup da eşlerden birinin çocuk karakterli, diğerinin ise olgun bir kişiliğe sahip olması mümkündür. Toplumumuzda yaşla birlikte insanların olgunlaştığı şeklinde bir kanaat vardır. Bu kanaat ne tam olarak doğru ne de bütünüyle yanlıştır. Yaşın ilerlemesiyle birlikte, kişinin olgunlaştığı genel anlamda söylenebilir ancak, ‘büyümek’ her zaman psikolojik olgunluğu beraberinde getirmez. Evliliklerde genellikle erkeğin kadından yaşça büyük olması tercih edilir. Bunun nedeni, hem kadın ve erkeğin biyolojisiyle ilgilidir hem de erkeğin psikolojik olarak daha olgun olmasının evliliğin yürümesini kolaylaştıracağının düşünülmesidir. Buna göre, kadın içgüdüsel olarak korunmayı ve sahiplenmeyi; erkek de korumayı, sahip olmayı ister. Kadından yaşça büyük olan erkek böyle bir ilişkiyi daha rahat yürütecektir. Evlilikte ideal olan yaş farkının az olması ya da erkeğin en fazla dört-beş yıl büyük olmasıdır. Çünkü her yaşın psikolojik ihtiyaçları, beklentileri farklıdır. Yaş farkı arttıkça psikolojik ihtiyaçlar ve beklentilerdeki farklar aratacak ve bu durum evlilikte uyumu zorlaştıracaktır. Aslında evlenecek çiftler evlilikle ilgili psikolojik olgunluğa eriştikten sonra, aralarındaki yaş farkının çok da büyük önemi yoktur.
Farklılıkları Kabul Edin, Ortak Yönlerinizi Ön Plana Çıkarın
Evlenmeye hazırlanan çiftlerin, kültür, eğitim, yaş, hayata bakış açısı, ekonomik durum gibi farklılıkların ileride sorun olmaması için birbirini olduğu gibi kabul etmesi, farklılıklar yerine ortak noktaları ön palana çıkarması gerekir. Çünkü eş seçiminde insanın yüzde yüz kendisine uyan birini bulması mümkün değildir. Yukarıda bahsettiğimiz konularda en uyumlu çiftlerin bile madde madde özelliklerini yazdığımız zaman mutlaka eksiler olacaktır. Yüzde yüz kendisine uyan birini arayan evlilik trenini her zaman kaçırır. Önemli olan, benzerliklerin yani artıların fazla olmasıdır. Daha öncede belirttiğimiz gibi kişilerde yüzde 70-80 uyum varsa, evlilik kararı verilebilir. Yalnız iki tarafın uzun vadede farklılıkların sorun olmayacağı konusunda uzlaşması gerekir. Evlilik birbirini seven iki kişinin bir araya gelmesi demek değil, uzun bir yolculuğa çıkış ve bu yolculukta farklılıkların bir noktada uzlaşmasıdır. Özetle söylersek evlenecek kişiler birbirlerini tamamlayabilecek mi, önemli olan budur.”
Sonuç
Yaş farkı, tek başına evliliğin süresi üstüne etkili değil. Diğer değişkenler daha belirleyici olabiliyor. Yaş farkını ilişkilerde önemli veya önemsiz kılacak etkenleri aşağıdaki boyutlara bakarak değerlendirmek gerekir. Bu boyutlar, yaş farkı ile beraber ilişkinin gidişini belirler.
- Duyguların niteliği
- Ruhsal yaş
- Yaşamdan beklentiler
- İhtiyaçlar
- Ruhsal yapılanma (sorumluluk alma, lider olma isteği vb)
Kaynak: Çeşitli